Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku

  İçerisinde bulunduğumuz dünyada fikri anlamdaki gelişmeler önceki gelişmeleri temel alarak, bu gelişmelerden esinlenerek veyahut onları geliştirerek ortaya çıkmıştır ve çıkmaktadır. İşbu hususu Isaac Newton "Eğer daha uzağı görebiliyorsam bu, benden önceki devlerin omuzlarında durduğum içindir. " sözleri ile özetlemiştir.

Ortaya çıkan bu yeni fikirler toplumların kültürel, bilimsel ve ekonomik açıdan gelişimini sağlamaktadır. Devletler ise bu fikirleri desteklemek, teşvik etmek amacıyla bir mülkiyet hakkı olarak koruma altına almıştır. Böylece bireylerin devlet güvencesi altında özgürce fikirlerini topluma sunması ve bundan hem toplumun hem de bireyin maddi manevi bir menfaat elde etmesi sağlanmıştır. Dünya genelinde de bu hakların desteklenmesi amacıyla birtakımına ülkemizin de tarafı olduğu Madrid, Locarno Anlaşması gibi birçok uluslararası anlaşma yapılmıştır.

Ülkemizde şu an bu fikri haklar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında koruma altına alınmaktadır.

Fikri anlamda eser FSEK m. 1/B'de "Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini" şeklinde tanımlanmıştır. İşbu tanımlama yalnız sanat eserlerini kapsamamakta, işbu metinde olduğu gibi bilimsel çalışmaları ve yazılım gibi eserleri de kapsamaktadır. Buna karşın Sınai Mülkiyet Kanunu ise marka, coğrafi işaret, patent, tasarım ve faydalı model kavramlarını içerisinde barındırmaktadır.

Bu haklara ilişkin yıllar içerisinde edinilmiş tecrübelerimiz mevcut olup, danışmanlık ve dava işleri en hızlı sonuç alacak şekilde yürütülmektedir. Bu kapsamda haklara ilişkin tasarruf işlemleri(lisans, devir vs.), TPE nezdindeki itiraz işlemleri, hakka tecavüz teşkil eden bir hususun varlığı halinde tespit, müdahalenin men’i, ref’i ve zarar mevcutsa maddi ve manevi tazminata dava işlemleri ve diğer hukuki faaliyetler tarafımızca yürütülmektedir.